Windows/Mac Arasındaki Farklar
.jpg)
Windows işletim sisteminden Mac işletim sistemine geçiş yapmak aslına bakılırsa oldukça radikal bir karardır diyebiliriz. Düşünsenize yıllardır alışık olduğunuz bir işletim sisteminden, yepyeni bir işletim sistemine geçiyorsunuz. İş değiştirmek veya yeni bir mahalleye taşınmak gibi. Bu geçiş sırasında bazı alışkanlıklarınızı da geride bırakmanız gerekecek. İşte size vazgeçmeniz/unutmanız gereken en temel alışkanlıklar.
1- Her pencerede bir menü çubuğu Windows işletim sisteminde her pencerede bir menü çubuğu bulunur. Internet Explorer, notepad, Outlook... Her pencerede Dosya, Düzenle, Yardım vb bir çok menü öğesi bulunur. Mac OS işletim sisteminde ise pencerelerde hiç menü olmaz. Aktif olan pencereye ait menü öğeleri ekranın en üst satırında bulunan menü çubuğunda bulunur. Bu menü çubuğunun başında her daim bir elma menüsü bulunur.
2- Kırmızı çarpı uygulamayı kapatır Windows'da pencerenin sağ üst köşesinde bulunan kırmızı çarpı butonuna tıklandığında o uygulama kapatılmış olur. Mac OS'ta da kırmızı bir çarpı butonu vardır ancak işlevi bambaşkadır. Bu kırmızı çarpıya tıkladığınızda sadece o pencereyi kapatırsınız. Asıl uygulama arka planda çalışmaya devam eder. Bir örnek vermek gerekirsek, Microsoft Word uygulaması ile aynı anda 5 farklı döküman açtınız. Her biri farklı bir pencerede açılacaktır. Herhangi bir pencerenin kırmızı çarpı butonuna tıkladığınızda sadece o pencere/doküman kapanacak, diğerleri bundan etkilenmeyecektir. Tüm pencerelerle beraber ana uygulamayı kapatmak için
uygulama açıkken menü çubuğundaki uygulama ismine tıklayın ve açılan menüden Quit/Çıkış'ı seçin. İsterseniz dock üzerindeki uygulama simgesine sağ tıklayarak açılan menüden de Quit/Çıkış'ı seçebilirsiniz. Diğer alternatif yöntem ise klavyeden Control+Q tuş kombinasyonunu kullanmaktır.
3- Başlık çubuğuna iki defa tıklamak pencereyi tam ekran yapar Windows ve Mac OS'ta pencerenin en üstündeki çubuğa başlık çubuğu adı verilir. Windows'da bu çubuğa iki defa tıklandığında o pencere tam ekran olur. Mac OS'ta ise başlık çubuğuna iki defa tıkladığınızda pencere minimize edilir, ekrandan kaybolur ve dockta yerini alır. Bu özelliği aktif hale getirmek için Sistem özelliklerini açın Lion (10.7) için Genel simgesinin altında, Mountain Lion (10.8) için Dock simgesinin altındaki seçeneklerden "Pencereyi simge durumunda küçültmek için başlık çubuğuna çift tıkla" seçeneğinin işaretleyin.
4- Tam ekran butonu Mac OS işletim sisteminde pencereleri tam ekran kaplamak için özel bir buton bulunmaz. Her pencerede kırmızı kapatma butonu, sarı minimize etme butonu ve yeşil yaklaştırma butonu bulunur. Yeşil yaklaştırma butonuna basıldığında, pencere içinde bulunan içeriğin en fazla görüntüleneceği şekilde ölçeklendirilecektir. Örnek vermek gerekirse birWord dokümanı açıkken yeşil artı butonuna basıldığında pencere, ekranın alt ve üst sınırlarına yaslanacak, genişliği ise sayfa genişliği kadar açılacaktır.
5- Enter tuşu, dosyayı açar Windows'da bir dosyayı/uygulamayı seçip Enter tuşuna bastığınızda o dosya açılır. Mac OS işletim sisteminde ise dosyayı/uygulamayı açmak için ya fare ile iki defa tıklamanız ya da klavyeden Control+O tuş kombinasyonunu kullanmanız gerekir. Enter tuşuna bastığınızda dosyanın ismini değiştirebilirsiniz.
6- Dosyaları kes ve yapıştır Windows kullanıcıları bir dosyayı farklı bir mekanı taşımak için kes ve yapıştır özelliğini kullanmaya çok alışkındırlar. Mac OS'ta ise kes komutu bulunmamaktadır. Bir dosyayı başka bir konuma taşımak için sürükleyip bırakmanız yeterli olacaktır. Bunun için dosyanın mevcut konumunu ve yeni konumunu gösteren iki Finder penceresini yan yana açabilirsiniz. Eğer taşımak istediğiniz yeni konum farklı bir diskteyse sürükleme işlemi sırasında klavyeden Command tuşunu basılı tutabilirsiniz.
7- Masaüstünü kısayol ve simgelerle doldurma Windows kullanıcılarının ortak özelliği masaüstünü dosya, klasör, kısayol vb simgelerle doldurmak ve bu karmaşıklık içinde bilgisayar kullanmaya çalışmaktır. Tüm bunları yapmalarının sebebi, bilgisayar açılır açılmaz sık kullandıkları dosya ve programlara hızlı bir şekilde ulaşmaktır. Mac OS işletim sisteminde sık kullanılan program ve dosya simgeleri Dock üzerinde bulundurulur. Masaüstünde çok fazla simge, kısayol ve klasör bulundurulması önerilmez. Böyle durumlar sistem performansını olumsuz yönde etkilemektedir.
Android telefonlar ve İOS telefonlar yani iPhone telefonları arasında fark nelerdir bu gün bu konuya değinelim dedim. Aralarında oldukça çok özellikler olsa da en önemli farklılık aslında kodlama bölümünde değil göze çarpan bir düzeyde açık gibi görünüyor. İlk olarak sizlere bir gerçeği açıklamak istiyorum. Android aslında bir çok cihaz da mevcut İOS’da öyle eve ama Android bir çok marka altında mevcut. Piyasada ki nereyse bir çok telefon Android işletim sistemini kullanıyor. İOS ise kendi markası altında yani Apple cihazları için üretilen bir işletim sistemi.
İOS telefonları seçmek sizce daha mı doğru ? Bence evet daha doğru bir tercih olurdu. En önemlisi Android market yani Google Play Store uygulama mağazasında yer alan uygulamalara pek güvenemiyoruz. Hadi oyunları belirli markalar altında güvenerek cihazlarımızda kurabiliyoruz ama uygulamalara pek güvenemiyoruz, aslında güvenmemeliyiz de.
Google play store uygulama mağazasına kısa bir sürede uygulama yayınlıyabilirsiniz. Yani onay sürecinde pek takılma olmuyor. Güzel bir uygulama yazıyorlar 1-2 ay da daha sonra içine reklamları gömüyorlar, uygulamanın arkaplanına bir çok kod mevcut GPU tavanlarda neler oluyor bilmiyoruz. İndirmediğimiz uygulamalar inmiş cihaza bilemiyoruz tabi açıyoruz… Bilgilerimiz kimin ellerine gidiyor, mesajlarımız, resimlerimiz kimlere erişim izni verdiğimizi bilmiyoruz.
İOS da durum biraz farklı. Kendine özgü kodlama yapısı olduğu için onay süreci biraz sıkıntılı. Çok düzenli ve temiz bir kodlama yazılması gerekiyor. Onay sürecinde editörler gerçekten uygulamaları büyük titizlik ile inceliyorlar. Ve bu İOS uygulama mağazası AppStore çok daha güvenli bir alt yapıda hizmet veriyor.
Dünya genelinde büyük markaların çoğu hep android altyapısında telefonlarını satışa çıkarıyorlar. Bir baz istasyonu şirketi kendi istasyonlarından geçen android telefon modellerinigözlemlemişler. Öyle ki son 1 sene içerisinde 20.000 e yakın birbirinden farklı android cihazlar bu baz istasyonları üzerinden dünya ile etkileşimde bulunmuş… Dikkatinizi cımbızla çekerim 20.000 cihaz değil. 20.000 bir birinden farklı modeller bunlar. Yani Her modelden ortalama 10.000 olsa milyon cihaz yapar gibi örnekte bulunayım.
Şimdi aşağıda inceliyeceğiniz tablodaki gibi en çok hangi android telefonlar daha çok uygulama indirmiş görebileceğiz. Bu aşağıda belirtiğimiz İnfografikteki her bir kutu bir cihazı, bir telefonu temsil ediyor. Şirketin belirttiğine göre geçen yıl 19.000 binden fazla android telefon bir çok uygulamayı telefonlarına indirmiş. Belirtilenler en çok android uygulama indiren telefonlara göre sıralanmış.
Bu tabloda görünüyor ki önüne gelen herkes android işletim sistemini cihazlarına kurmuş satışa çıkarmış. Bu bir yandan iyi bir durum bir yandan olumsuz bir etki yaratabilecek bir durum gibi duruyor aslında. Gördüğümüz gibi android işletim sistemine sahip olan telefonlar gerçekten parçalanmış gibi bir durum yani İOS telefon sahiplerine bakıyorum işte sadece iPhone :D.
Yani aradaki en büyük fark bu aslında milyolarca belki milyarlarca android telefon var ve android’e oran ile pek az kişide iPhone var, ve farklılık adına IOS diyoruz, bu aslında işletim sisteminin farklı olması daya iyi ve daha güvenilir olması. Aynı sırada daha hızlı ve stabil bir altyapıda cihazlara sahip bu İOS telefonlar.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder